Yani...
“Yavrum bu kıymetli şirin canın
Bugün satılıyor ucuz pazarlarda
Böylesi bir ölüm
Çok zor, acı ve apansız.”
Çok zor, acı ve apansız.”
Bir ağıt. Bakmayın noktalara.
Adet yerini bulsun diye konuyorlar cümlenin sonuna. Acı bitmiyor, gökten ve
yerden ölüm yağdıraranlara ilenç üç nokta kadar sonsuz. İsyanın ünlemi bu
şarkıda. Ve renklerin, seslerin, kokuların adını bilemeden, ilk adımlarını
atamadan, ilk dişleri çıkamadan süt mavisi sessizliğe gömülen çocukların
hayattan alacağı olan virgüller de...
Celal Başlangıç’ın anlatımına
göre Kuzey Irak’tan Saddam’ın bombalarından kaçarken kucağındaki çocuğu ölen
bir annenin “Uzun bir yolun göçerleriyiz biz” diye başlayan Kırmançça
haykırışı. “Yarası derin” bir kadının “Yavrum” diye seslenişi.
Bu seslenişi bize ulaştıranlar da
kadınlar. Lilith adında bir grup. İki Alman, bir Kürt, bir Türk ve bir Zaza
kadından oluşuyor. Lilith yine Celal Başlangıç’ın anlatımlarına göre Sümerlere
ait taş kabartmalarda yarı kuş, yarı insan olarak tasvir edilir. Gılgamış
Destanı’nda da adına rastlanır. Musevi ve Yahudi inançlarına göre de Adem’in
ilk eşi. Üstünlüğüne izin vermeyen, “İkimiz de eşit yaratıldık” diyerek terk-i
diyar eden. İlk göçer, ilk “isyancı.” Kendini Adem’e geri dönmekle ikna etmekle
görevli üç melek onu Kızıldeniz’de boğmakla tehdit edince O da Tanrı’nın gizli
adını bildiğini, rahat bırakmazlarsa doğacak tüm bebekleri öldüreceğini söyler.
Nihayetinde aralarında anlaşırlar. Lilith üzerinde kendi figürü olan nazar
boncuğu taşıyan bebeklere dokunmayacaktır.
Lilith’in nazar boncuğu
Uludere’de tepesine bomba yağdırılan 15’lik Seyit’te yoktu. Rojava’da yan yana
dizilen çocuklarının başında dövünen, son bir defa kokularını hafızasına
kazımak için çırpınan analar soğumuş küçük elleri tutarken ölü bedenlerin
omuzlarında göz yaşları parlıyordu. Irak’ta işgalci Amerikan askerlerinin
tecavüz edip ailesiyle birlikte öldürdüğü 14 yaşındaki Abir’i Lilith de
koruyamadı. Lice’de koyunları otlatmak için evden çıkan Ceylan, havan mermisi
tepesine “kazara” (!) düşmeden önce annesine “Yap” diye söylediği makarnanın
hayalini kuruyordu. Ceylan’ın aklımıza kazınan korku dolu bakışları var ya,
flaştan değildi... İnanmazsanız Kızıltepe’de 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen
Uğur’un fotoğraflarına bakın. Gözlerinin ta içine. Bakabilirseniz...
Katilleriyle aynı gökyüzünü paylaştığım sürece, omzumdaki yüz binlerce virgül borcuyla ben
başaramıyorum. Zannediyorum taş kabartmalardaki Lilith de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder