14 Ağustos 2013 Çarşamba

Sızı

Lilith
Kurem cane şêrin biha
Erzan diçe iro wiha
Ev mirina bi vî rengî
Gelek tale zor u zula.”

Yani...

“Yavrum bu kıymetli şirin canın
Bugün satılıyor ucuz pazarlarda
Böylesi bir ölüm
Çok zor, acı ve apansız.”

Bir ağıt. Bakmayın noktalara. Adet yerini bulsun diye konuyorlar cümlenin sonuna. Acı bitmiyor, gökten ve yerden ölüm yağdıraranlara ilenç üç nokta kadar sonsuz. İsyanın ünlemi bu şarkıda. Ve renklerin, seslerin, kokuların adını bilemeden, ilk adımlarını atamadan, ilk dişleri çıkamadan süt mavisi sessizliğe gömülen çocukların hayattan alacağı olan virgüller de...



Celal Başlangıç’ın anlatımına göre Kuzey Irak’tan Saddam’ın bombalarından kaçarken kucağındaki çocuğu ölen bir annenin “Uzun bir yolun göçerleriyiz biz” diye başlayan Kırmançça haykırışı. “Yarası derin” bir kadının “Yavrum” diye seslenişi.

Bu seslenişi bize ulaştıranlar da kadınlar. Lilith adında bir grup. İki Alman, bir Kürt, bir Türk ve bir Zaza kadından oluşuyor. Lilith yine Celal Başlangıç’ın anlatımlarına göre Sümerlere ait taş kabartmalarda yarı kuş, yarı insan olarak tasvir edilir. Gılgamış Destanı’nda da adına rastlanır. Musevi ve Yahudi inançlarına göre de Adem’in ilk eşi. Üstünlüğüne izin vermeyen, “İkimiz de eşit yaratıldık” diyerek terk-i diyar eden. İlk göçer, ilk “isyancı.” Kendini Adem’e geri dönmekle ikna etmekle görevli üç melek onu Kızıldeniz’de boğmakla tehdit edince O da Tanrı’nın gizli adını bildiğini, rahat bırakmazlarsa doğacak tüm bebekleri öldüreceğini söyler. Nihayetinde aralarında anlaşırlar. Lilith üzerinde kendi figürü olan nazar boncuğu taşıyan bebeklere dokunmayacaktır.

Lilith’in nazar boncuğu Uludere’de tepesine bomba yağdırılan 15’lik Seyit’te yoktu. Rojava’da yan yana dizilen çocuklarının başında dövünen, son bir defa kokularını hafızasına kazımak için çırpınan analar soğumuş küçük elleri tutarken ölü bedenlerin omuzlarında göz yaşları parlıyordu. Irak’ta işgalci Amerikan askerlerinin tecavüz edip ailesiyle birlikte öldürdüğü 14 yaşındaki Abir’i Lilith de koruyamadı. Lice’de koyunları otlatmak için evden çıkan Ceylan, havan mermisi tepesine “kazara” (!) düşmeden önce annesine “Yap” diye söylediği makarnanın hayalini kuruyordu. Ceylan’ın aklımıza kazınan korku dolu bakışları var ya, flaştan değildi... İnanmazsanız Kızıltepe’de 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur’un fotoğraflarına bakın. Gözlerinin ta içine. Bakabilirseniz... 
Katilleriyle aynı gökyüzünü paylaştığım sürece, omzumdaki yüz binlerce virgül borcuyla ben başaramıyorum. Zannediyorum taş kabartmalardaki Lilith de...